1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

1

“Geçmiş artık yeni oyunun önsözü olmalıdır. Gelecek senin gösterimine bağlı.” 

Hatalarından pişman olmak yerine, onlardan ders almayı öğren. Çünkü pişman olan yarını göremez, ders alanda bugünde kalamaz. Olması gereken olur ve olacaklar zamana rehindir. Zihnindeki acıları yok etmenin yolu, onlarla savaşmaya değinceye dek büyümektir. Sıradan olmanın en kolay yolu, dikkat çekmeye çalışmaktır. Yaşamında önemli ve anlamlı bir şey bulman zamanını ve enerjini kullanmanın en verimli yoludur. Bir sorunun çözümü sadece bir sonrakini yaratır. Sorunsuz bir hayatı umut etme, öyle bir şey yok. Bunun yerine iyi sorunlarla dolu hayat dile. Yatarak değil, umut edip rota çizerek, ardından eyleme geçerek bütün hayatını yönetmek senin elinde , senin istikrarında gizli. Kendini yönetirsen, dünyayı yönetecek gücü bulursun.

Tarihin sayfalarını şöyle bir aralayalım derim..

Recep Tayyip ERDOĞAN 27 Mart 1994 yerel seçimlerinde “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı” seçildi.

Siyasi yeteneği, ekip çalışmasına verdiği önem, İnsan kaynakları ve mali konulardaki başarılı yöntemiyle dünyanın en önemli olan metropollerinden biri olan İstanbul’u kronikleşmiş sorunlardan kurtardı.

SU SORUNU 

Takvimler 1994’ün 27 Mart’ını gösterdiğinde şehrine sahip çıkarak, İstanbul sevdalısı, milletin hizmetkarı bir liderin etrafına birleşti. İşte o gün başladı; küllerinden doğan bir şehrin hikayesi. Maraton başlıyordu.

İstanbul, sadece yağmur sularının doldurduğu barajlara bağımlıydı ve hiçbir yatırım yapılmamıştı.

Halk mahalleye gelen tankerlerden, sokak ve cami çeşmelerinden bidonlarla su taşıyordu.

1994 |İstanbul Cerrahpaşa 

Şifa dağıtması gereken hastaneler bile su kıtlığı yüzünden neredeyse çalışamaz hale gelmişti.

Hızla ilk adım atıldı ve Istranca Barajı projesiyle kısa vadede bir rahatlama sağlandı.

16 arıtma tesisi, 98 su deposu, 110 terfi merkezi. Dağlar delindi barajlar kuruldu.

Erdoğan önderliğinde Türkiye vizyonu haline geldi ve ülkemiz bugün tatlı su kaynağını korumak için 423 yeni tesis kazandı.

“SU” demişken , CHP’nin İSKİ yolsuzluğunu unutmuyoruz..İSKİ skandalında ne olmuştu? 

1990’lı yılların başında Türkiye gündemi İSKİ’de yaşanan skandallarla çalkalanmıştı. Dönemin İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel’in ihalelerde yolsuzluk yaptığına ilişkin ortaya çıkan iddialar nedeniyle Sözen de zor günler geçirmişti.

1989’da seçilen SHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen’in göreve getirdiği İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel’in benzer bir skandalın baş aktörü olmuştu. Göknel’in, kurumun ihalelerini paravan olarak kurduğu şirketlere verdiği ve bu ihalelerde büyük yolsuzluklar yaptığı ortaya çıktı.

İSKİ’de sekreterliğini yapan Feray Karvar ile aşk ilişkisi yaşayan Ergun Göknel, eşinden boşanmak için 1 milyon dolara yakın tazminatı ödemeyi kabul etti ve Nurdan Erbuğ’a ‘sessiz kalıp konuşmaması’ şartını getirdi.

Bundan rahatsızlık duyan Nurdan Erbuğ, eski eşi Ergun Göknel’in yaptığı yolsuzlukların kamuoyu tarafından duyulmasını sağladı.

Göknel, yolsuzluk iddiasıyla hakim karşısına çıktı, yurtdışı bankalarındaki paralarına ve tazminat olarak ödenen 1 milyon dolara yakın parasına el kondu.

İSKİ skandalının tek etkisiz Ergun Göknel’in görevden alınması olmadı. Skandal sonrası SHP 1994 seçimlerinde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere pek çok belediyeyi kaybetti.

CHP’NİN YÜZDE 25’LERİ GEÇEMEMESİNİN SEBEBİ BEN DEĞİLİM !

Sabah’ta yer alan habere göre, İSKİ skandalının yaşandığı günlere geri dönen Ergun Göknel “Ben hata yaptım. Kıyamet koptu. 5 sene cezaevinde yattım. CHP’ye batıran adam diyorlar bana 30 senedir. Ama CHP’nin yüzde 25, yüzde 26’yı geçememesinin sebebi İSKİ skandalı değildir. Suçu kendinde aramalıdır.” şeklinde konuştu.

İnsanı ayakta tutan iskelet ve kas sistemi değil , prensipleri ve inançlarıdır.  Bir yangının ardından sadece küller kalmaz , yanmış olmakta kalır. Bunu nerede söndürür insan?  

.

.