Türkiye’de milyonlarca emeklilikte yaşa takılan vatandaşın merakla beklediği maaş bağlamaları ile ilgili yeni açıklamalar gelmeye başladı. Buna göre ise bu süreçte EYT maaşının neden geciktiği ile ilgili araştırmalar yapan vatandaşlar için de gecikmeye sebep olabilecek durumlar paylaşıldı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin geçtiğimiz günlerde 1 milyon vatandaşın emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) yasası ile birlikte emeklilik haklarına kavuştuğunu açıklamıştı.
EYT başvurularını tamamlayan fakat maaş bağlanmamış olan kişiler ise bu süreçte “Neden maaş gecikti” sorularına yanıt ararken detaylar da gelmeye başladı.
E-devlet SGK kurumları üzerinden alınan EYT başvuru işlemlerine dair de çalışmalar ekstra mesailerle de devam ettiği belirtildi. Özellikle büyükşehirler deki yoğunluk göz önünde bulundurulduğunda da SGK işlemlerinin uzaması kuvvetli bir ihtimal olduğu paylaşıldı.
EYT maaşı gecikenler dikkat! Sebebi bu olabilir…
EYT yasası ile birlikte emeklilik başvurusu yapan kişiler için de sürecin şu şekilde ilerlediği belirtildi:
Başvurunuzun alınması
Gereken şartların sağlanması için inceleme
Evrakların tamamlanması
Onay ve tahsis numarasının çıkışı
Maaş bağlanması
Vatandaşların çalışma hayatları boyunca da farklı bir iş değiştirmeli ve işyerlerinin farklı şehirlerde olması durumunda ise “bordro birleştirme” denilen işlem yapılıyor olabilir.
SGK bu süreçte evrak temini için de zamanında bağlı olduğunuz SGK müdürlükleri ile iletişime geçmesi sebebiyle işlemler oldukça uzun sürüyor.
14 Mayıs seçimleri için saha çalışmalarına devam eden MHP İstanbul 3’üncü bölge 5’inci sıra Milletvekili Adayı Gökhan Türkeş Öngel, “Bölge halkımızın derdini yakından dinleyerek, notlarımızı alarak ve en önemlisi onlar ile hareket ederek tüm dertlerini Meclis’e taşıyacağız. Ardahan, Iğdır, Karslı hemşehrilerimin ve İstanbul 3. Seçim bölgesinde yaşayan 6 milyona yakın insanımızın Meclis’te sesi olacağım” dedi.
Sahada Cumhur İttifakına karşı güven, inanç ve samimiyetine yönelik hiçbir şüphenin olmadığını gördüklerini söyleyen Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Merkez Yürütme Kurulu üyesi, İstanbul 3’üncü bölge 5’inci sıra adayı Gökhan Türkeş Öngel, “Kırk yıldır İstanbul 3. Bölgesinde yaşamaktayım. Bölgemizde yaşayan insanların büyük çoğunluğu bizi tanır. İş ve siyasi hayatımızda başımızı öne eğecek ve hemşerilerimizin mahcup edecek hiçbir durumumuz olmadı. Elimizden geldiği ölçüde bölgenin kalkınması, sosyal entekrasyonu anlamında STK ve muhtarlarımızın toplum önderlerin yanın olup yardımcı olmaya çalıştık. Bana teveccüh gösterip bana yetki verirlerse milletvekili maaşımı almayıp bölge insanımızın STK’larına ve eğitim kurumlarına bağışta bulunacağım” dedi.
“KARS-ARDAHAN-IĞDIR TEMSİLİYETİ HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR”
Kars-Ardahan-Iğdır coğrafyasında birlik bütünlük içinde hareket ederek temsiliyet güçlerini artırmayı hedefleyen Gökhan Türkeş Öngel “KAI den çok daha az nüfusa sahip olan, 3’te 1’i kadar olan illere baktığımızda temsiliyet 14 kat daha fazla olduğunu görüyoruz. Bunun için birlikte hareket etmeliyiz. Kolektif çalışmalar yapmalıyız. Kars-Ardahan-Iğdır halkının çok zeki ve çalışkan bir yapısı vardır. İşte bu yüzden kolektif davranmalıyız. Çünkü bu yapıyı eğer parçalarsak, muhtarlıkta, belediye meclisinde, belediye başkanlığında aday çıktığı zaman işte denecek ki bunlar kolektif hareket ediyor. Bu yapıdan aday gösterirsek kazanma şansımız yüksek olacaktır. Eğer parçalı ve bireysel olursak, yok sayılmaya devam ederiz. Oluşturacağımız konsensüs kapsamında, yine siyasi çalışmalarımızı tabi devam edeceğiz. Fakat şunu her zaman söylerim, evet sanayiciyim, iş insanıyım. Ama doğduğum topraklara da bir vefa borcum var. Eğer başka bir hemşerimiz daha iyi bir sıralamada ve seçilecek bir yerde ise ben değilsem, hemşerilerime baskı ya da ajitasyon yapmam. Olumsuz bir tavır sergilemem ve bunu kabul eden kişi olurum. Bunu şahsi mertebemin üstünde tutarım.
Çünkü ben o bölgede doğdum, var oldum. Aday listeleri belli olmadan 1 ay önce tüm derneklerin, federasyonların, muhtarlarımızın olduğu bir toplantıda bu söylediklerimin taahhüdünü verdim. Şu aralar siyaseten bizden uzak olan insanlar beni arıyorlar. Beni tanıyanlar bilirler ki, siyaseten hizip bir siyasetim yoktur. Benim değerlerim, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ülkem ve ilkeleridir. Vatanımızın birliği, bayrağımızın değeri ve saygısı olan her insan benim insanımdır, benim canımdır. Uzaktan bakanlar tabi beni tanımayanlar ‘Yahu buna da oy vereceğiz mi?’ diye siyaseten düşünebilirler. Ama çok ciddi bir teveccüh var. Ve bunu toplumsal mutabakat ile devam edersek bu teveccüh artarak çoğalacaktır. İnşallah bir başarı elde edersek, ulusal basında, ‘Kars-Ardahan-Iğdır’a yapılmış olan haksızlığın cevabıdır bu’ diyeceğim” diyerek bölge insanını kendisine destek vermeye davet etti.
“LOBİ FAALİYETLERİ BİR ADIM ÖNE ÇIKARDI”
Kars-Ardahan-Iğdır bölgesindeki hemşehrilerinin birlikte kolektif hareket ederek kendisini bu noktaya taşıdığının altını çizen MHP İstanbul 3. Bölge Milletvekili Adayı Gökhan Türkeş Öngel “Bu taşıma yapılırken tabii Milliyetçi Hareket Partisi’ne oy veren insanların dışında siyaseten itilmiş, göz ardı edilmiş insanlarında ben tezahürü oldum. Ben aktif siyasetin içinde olmadan önce de bunu söylüyordum. Çünkü bakıyorsunuz bizim bölgemizin 3’te 1’i kadar olan iller 14 kat daha fazla temsiliyeti alıyor. Yine söylüyorum genel siyasette, yerel siyasette çok etkin, tek tek bakıyorum. Fakat birlikte ve uzlaşmacı bir yapıyı oluşturamadığımız için bunu icraata dökemiyoruz. Eğer bunu başarırsak, o zaman her siyasi parti evet burada güçlü bir yapı var. Ve bunu yok sayamayız diyecektir.
Bakın teşkilatlara bağlı çalışan siyasi partilerde, diyelim ki X ilden biri aday olduğu zaman, X il kendisi oy verir ve diğer bölgeler de lobisini yapar. Yani şimdi sizin 5’e biriniz kadar nüfusu olan biri sizin olduğunuz yerde seçiliyor. Neden kolektif hareket edilmediği için, bireysel hareket edildiği için. Bunun üzerinde çalışmalı ortak hareket edilmelidir. Çünkü Kars-Ardahan-Iğdır ortak hareket ederse bunun lobisi yani kelebek etkisi oldukça büyük olur” dedi.
“GENÇLERE VE KADINLARA ÖNCELİK TANIYACAĞIM”
Uzun süre STK’larda görev yaptığını ve memleket insanımıza elinden geldiği ölçüde destek olduğunu gururla anlatan Gökhan Türkeş Öngel “Bütün kuruluşlarla da bu anlamda iyi diyaloglar içerisindeyiz. Özellikle Kars – Ardahan – Iğdırlılara şunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim; onların bürokrasi ile olan sorunlarını hukuk dâhilinde tamamının çözümüne talibim. Diğer bir husus ise; gençler ve kadınlar üzerinde ise öncelikle gençlerimin iş bulma konusu, eğitimi ki bu konu benim uzmanlık alanımdır. Ve gençlerin iş yaşamında profesyonel hale getirmektir. İstihdam önemlidir. Kadınlar konusunda ise; bizim coğrafyanın kadınları gerçekten emektardır. Sosyal hayata, siyasal hayata ve mümkün olduğu ölçüde STK’larda %40 oranında yer almalarına öncülük etmeyi hedefliyoruz. Şunu da burada belirtmek isterim, kendi şirketimin bünyesinde %70 kadınların çalıştığı bir kuruluşuz. Hep şuna inandım sosyal hayattan kadını çıkartırsanız o toplum yarım kalır. Buradaki amacım şehir hayatına adapte olan aynı zamanda da muhteşem kültürümüzden kopmadan bunu sağlamalıyız. Bu anlattıklarım bizim olmazsa olmazımızdır” diyerek sözlerini tamamladı.
İklim değişikliğiyle birlikte mevsimlerdeki ‘kaymalar’ alerjilerin güçlenmesine neden oldu. Polen sayısının son 30 yılda yaklaşık yüzde 20 arttığının altını çizen uzmanlar, daha önce hiç alerjik yakınması olmayanlarda bile semptomlar görüldüğünü söylüyor. Peki ülkemizdeki son durum ne? Mevsimsel alerjinin giderek artıyor olması hangi tehlikeleri ortaya çıkarabilir? Gündelik hayatta nasıl önlemler almak gerekiyor? Uzmanlarla mercek altına aldık.
Baharın gelmesiyle birlikte alerjik hastalıkların görülme sıklığında büyük bir artış yaşanıyor. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’ne göre 25 milyondan fazla Amerikalı, kaşıntılı gözler, burun akıntısı ve diğer alerji semptomlardan muzdarip…
Bu durum sadece ABD’ye özgü değil. Ülkemiz de dahil olmak üzere dünyanın geri kalanında alerjik tepkilerde ciddi bir artış gözleniyor. Hatta yapılan çalışmalar sonucunda uzmanlar, 2050 yılında her iki kişiden birinin alerjik yapıya sahip olacağını ifade ediyor.
‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ NEDENİYLE SON 30 YILDA YÜZDE 20 ARTTI’
New York Alerji ve Astım Bakımı Tıbbi Direktörü Dr. Clifford Bassett, Insider’a verdiği demeçte, yaşanan bu artışın en büyük nedeninin son yıllarda artan polen sayıları ve iklim değişikliği nedeniyle sıcak mevsimlerin uzaması olduğunu söyledi.
Aynı zamanda New York Üniversitesi Grossman Tıp Okulu’nda görevli olan Bassett, 2021’de yayımlanan bir araştırma sonucuna da dikkat çekerek iklim değişikliği yüzünden polen sayısının son 30 yılda yaklaşık yüzde 20 arttığının altını çizdi.
2022’de Nature’da yayımlanan bir başka araştırmaya göre ise bu sayının yüzyılın sonuna kadar yüzde 200 artması bekleniyor. Uzmanlar, böylesi durumda önceden alerjileri veya solunum sorunları olan kişilerin semptomlarının daha şiddetli hale geleceğini ve daha fazla insanın hastalanacağını tahmin ediyor.
‘MEVSİMSEL ALERJİSİ OLANLAR DAHA ÇOK HASTALANACAK’
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğum Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Artık dünyanın daha sıcak ve bitki gelişimi için çok daha uygun bir yer haline geldiğini biliyoruz. Hem bitki çeşitliliği artıyor hem de bitki şekilleri ve yapıları değişiyor. Böylelikle daha çok polen üretiliyor. Tüm bu durum alerjiye maruziyetin yoğun olması anlamına geliyor. Özellikle mevsimsel alerjisi olan kişiler çok daha yoğun bir şekilde hasta olacaklar. Bunun ötesinde bu tür polenlere maruziyetin fazla olması hassasiyeti de artırıyor. Yani kişilerin alerjik bir bünyeye sahip olmasını tetikliyor” dedi.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hacer Kuzu Okur da iklim değişikliğinin bu konuda çok ciddi zararlara neden olduğunun altını çizerek, “Küresel ısınma mevsimsel alerjilerin giderek daha yaygın hale gelmesine neden oluyor. Alerji Mevsimi her yıl daha uzun sürüyor ve daha şiddetli oluyor. Havadaki polen seviyelerinin artması daha çok insanda alerjik reaksiyonların görülmesine neden oluyor. Maalesef ülkemizde de vaka sayısı her mevsim artıyor” ifadelerini kullandı.
‘ALERJİ MEVSİMİ HER YIL NORMALDEN 20 GÜN DAHA UZUYOR’
Çeşitli kirleticilerin de havadaki polenlerle etkileşime girdiğini hatırlatan Dr. Clifford Bassett, bu durum alerji semptomlarının şiddetini potansiyel olarak kötüleştirdiğini söyledi. Basset, şu önemli bilgileri paylaştı:
“Artık bu çok net; küresel ısınma, alerji sezonunun daha erken başlamasına neden oluyor. 1940’lardan beri her bahar, alerji mevsimi daha erken başlıyor ve daha geç bitiyor. Son birkaç yıldır alerji mevsimi her yıl normalden 20 gün daha uzuyor. Bu göz ardı edilecek bir durum değil. Artık insanların daha fazla etkileneceğini söyleyebiliriz.”
— Peki, mevsimsel alerjinin daha da artacak olduğunu düşünürsek bu durum hangi tehlikeleri ortaya çıkaracak? — Ülkemiz bu durumdan nasıl etkilenecek? — İnsanların günlük hayatında alacakları önlemler neler olmalı?
Bunun gibi pek çok soruya uzmanların desteğiyle cevap aradık.
1-) TÜRKİYE’DE SON DURUM NE?
Prof. Dr. Hacer Kuzu Okur: Mevsimsel alerji vakalarını gördüğümüz şu günlerde önceki yıllara göre bize başvuran hasta sayısında ciddi bir artış olduğunu söyleyebilirim.
Pandemi sürecinde daha çok evlerde vakit geçirildiğinden ya da dışarıda maske kullanıldığından hasta sayıları azalmıştı. Fakat şimdilerde daha önce hiç alerjik yakınması olmayan ve şiddetli alerjik bulgularla ilk defa başvuran hastamız çok fazla… Değişik polen antijenlerinin buna sebep olduğunu düşünüyoruz. Ülkemizde her yıl şubat ya da mart başı başlayan ve mayıs ayının sonuna kadar devam eden bahar alerjileri, mevsimlerin alışılagelmişin dışında çok sıcak geçmesi nedeniyle aralık ayında bile görülür oldu. Bu da vaka sayılarının daha da artmasına yol açıyor.
Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu: Yaz mevsiminin daha erken başlaması ve kışın çok daha geç gelmesi nedeniyle hem ilkbaharda hem de sonbaharda alerji vakalarında önemli bir artış yaşadık. Neredeyse tüm kış boyunca astım hastalarının yoğun bir şekilde atak yaşadığına, yine alerji ataklarının çok daha yoğun bir şekilde görüldüğüne şahit olduk. Bu hastalar geçmişte tek bir ilaçla rahatlarken artık çok daha yoğun bir şekilde ilaç kullanmak zorunda kalıyoruz.
‘ANNE VE BABADA ALERJİ VARSA ÇOCUKLARIN DA YÜZDE 95’İNDE YATKINLIK OLUYOR’
Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu: Birçok faktör var. En başta genetik faktörler geliyor. Çünkü ailede alerjik tepkimesi olan biri varsa kişide de olma olasılığı artıyor. Örneğin annede varsa çocukların yüzde 30-40’ında, anne ve babada varsa çocuklarının yüzde 95’inde alerji yatkınlığı oluşabiliyor. Erken çocukluk döneminde beslenme bozukluğu olanlarda da çok fazla alerji görüyoruz.
Hamilelikte veya erken çocukluk döneminde anne sigara içiyorsa ya da sigara dumanına maruz kalıyorsa, beslenmede yapay tatlandırıcılar ve koruyucular varsa çocuklarda çok daha fazla alerji görülüyor. Bir de erken çocukluk döneminde anne sütü yeteri kadar verilmemişse, bu kişilerde de çok fazla alerji görülebiliyor.
Mesleki iş kollarında özellikle gıda ürünlerinde çalışan, fırıncılık işi yapan ya da kimyasal maddelere fazla maruz kalan kuaförlerde alerjinin ön plana çıktığını görüyoruz.
Prof. Dr. Hacer Kuzu Okur: Ev ya da iş yeri gibi iç ortamlarda bulunan ev tozu akarı, kedi-köpek kaynaklı antijenler, iç ortamdaki küfler ve hamam böceği antijenleri de mevsimsel alerjileri tetikliyor. Dış ortamda ise çayır, çimen, ağaç polenleri ve küfler alerjiler için tehlike oluşturuyor.
Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu: Geniz akıntısı, burun akıntısı, hapşırık veya gözlerde yaşarma ve kızarma sık izlenen belirtilerdir. Tek bir tanesi olabilir ya da bunlardan bazısı farklı kombinasyonlarla birlikte görülebilir. Burada dikkat edilmesi gereken unsur; maruziyet ile beraber bu atakların 35 dakika ya da 1 saat içerisinde ortaya çıkması…
Eğer ilaçlarla ve kendiliğinden geçmiyorsa başka semptomlara ve yüksek ateşe neden oluyorsa ya da nefes darlığı yaşanıyorsa işler sarpa sarmış, başka şeyler eklenmiş demektir. Bu açıdan dikkat etmek gerekiyor.
4-) ALERJİNİN DAHA DA ARTMASI HANGİ TEHLİKELERE NEDEN OLABİLİR?
Prof. Dr. Hacer Kuzu Okur: Alerjik semptomlardan ortaya çıkan hastalıkların daha da artacağını söyleyebiliriz. Örneğin bu semptomlar öksürük ve hapşırık gibi zorlayıcı reflekslerden oluşuyor. Bunlar hafife alınamayacak kadar tehlikeli sonuçlara sebep olabilir. Tansiyon yükselmesine, kalp damar hastalıklarının kötüleşmesine, bel ve kasık fıtıklarına ya da olan fıtığın kötüleşmesine neden olabilir.
Burundaki şişmenin daha da artması nefes almakta güçlük çekilmesine neden olabilir. Beyin rahatsızlıkları artabilir. Daha fazla nörolojik bulgular görebiliriz. Artan alerji vakaları ile bu sorunların daha da fazlalaştığını görme olasılığımız oldukça yüksek.
KENDİLİĞİNDEN GEÇMİYORSA, ATEŞ VARSA DİKKAT!
5-) MEVSİMSEL ALERJİLERİN BELİRTİLERİ DAHA ÇOK HANGİ HASTALIKLARLA KARIŞTIRILIYOR?
Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu: Domuz gribi, zatürre ve göz enfeksiyonlarıyla karıştırılıyor. Bu tür enfeksiyonlara bazen sinüzit de ekleniyor. Hastalık kendiliğinden geçmiyorsa kırgınlık, kas ağrısı, halsizlik, gözde yaşarma ve 38 derece üzerinde ateş varsa farklı bir durum söz konusu olabilir. Böyle bir durumda doktora başvurmak gerekir.
Mevsimsel alerji ile astımın semptomları da benzediği için çok sık karıştırılıyor. Astım hastalarının yüzde 90’ında alerji bulunur. Eğer sadece hapşırık, kırmızı gözler ve yaşarma gibi semptomlar varsa genel olarak bir mevsimsel alerji tablosudur. Fakat beraberinde hırıltı, hışırtı, göğüste tıkanma hissi, nefes darlığı gibi semptomlar da eklenmişse astım tablosu meydana geliyor demektir.
6-) HASTANIN GÜNLÜK HAYATINDA ALABİLECEĞİ ÖNLEMLER NELERDİR?
Prof. Dr. Hacer Kuzu Okur: Bahar aylarında Polen yoğunluğunun azaldığı zamanlar olan 11.00-15.00 arası sokağa çıkılmalı ve evler havalandırılmalı. Şapka ve gözlük gibi materyallerle temasın önlenmesi, ağız ve burun maskesiyle desteklenebilir. Çamaşırları dışarıda kurutmayı asla önermiyorum. Dışarıdan eve gelince saçların, vücudun ve kıyafetlerin yıkanması çok önemli çünkü polen yükünü azaltır.
Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu: Evde halı, kilim ve çok fazla aksesuarın olması toz birikimine ve mayaların oluşumuna neden oluyor. Bu nedenle dikkat etmek gerekiyor. Örneğin koltukların kadife değil de deri kaplı olması ya da çok sıkı ince kumaşlarla kaplanması çok önemli…
Yorgan ve yastık kılıflarının sıkı dokunmuş kumaşlardan yapılmasını, kılıfların haftada bir ve en az 60 derece ve üzerinde bir sıcaklıkta yıkanmasını, temizliğin filtreli süpürge gibi süpürgelerle yapılmasını öneriyoruz. Burada süpürgenin vakum gücünün çok fazla olması önemli değil. Önemli olan önden aldığı havayı arkadan ortama saçarak çok daha fazla risk oluşturmaması… Bunun için vakum gücünden ziyade HEPA filtreli ya da sulu süpürgeler olmasına dikkat edilmeli.
Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu: Alerji, genel olarak genetik bir alt yapıya sahip olduğu için genetik bir düzeltme yapılamadığı zaman geçmez. Şu an için bu da pek mümkün değil. Peki ömür boyu burnumuz akacak, gözlerimiz yaşaracak mı? Hayır… Böyle bir şey söz konusu değil. Burada dikkat edilmesi gereken şey alerjenlerden uzak durmak. Doktor kontrolündeki ilaç tedavileriyle yol almak çok önemli… Haber : Hürriyet Fotoğraflar: İStock
ıÇılgın Sayısal Loto çekilişleri Pazartesi, Çarşamba ve Cumartesi günleri olmak üzere haftanın 3 günü saat 21:30’da düzenleniyor.
ÇILGIN SAYISAL LOTO NASIL OYNANIR?
Çılgın Sayısal Loto, 1’den 90’a kadar olan sayılar arasından 6 tanesini seçerek kolon oluşturmana dayalı bir oyun. Kolonlarında en az 2, en fazla ise 6 adet sayı bilirsen farklı miktarlarda Ikramiye kazanabilirsin.Çılgın Sayısal oynamak için, www.millipiyangonline.com veya Milli Piyango uygulamasından profil oluşturup online kupon doldurabilirsin.
Ayrıca Milli Piyango satış bayilerinden Çılgın Sayısal Loto kuponunu oluşturarak, oyun oynayabilirsin.Her çekilişte küre içerisindeki 90 numara içinden 6 numara + 1 numara (Joker) çekilir. Joker sayısı olarak çekilen 6 sayıdan sonra 1 sayı çekilir.
Bu sayı kenara koyulur ve bir sonraki çekilişe dahil edilmez.Haberin DevamıKazanma oranı ise oynadığın kolon ve bildiğin numara adedine göre değişir:Birinci kategori olan “6 bilen”, kazanan kombinasyonun 6 rakamının tamamının doğru tahmin edildiği kombinasyonlardır.
6 bilenler büyük ikramiyeyi kazanır.İkinci kategori olan “5+1 bilen”, kazanan kombinasyonun 5 rakamının doğru tahmin edildiği ve 6’ıncı rakamın “Joker” rakamına eşit olduğu kombinasyonlardır.Üçüncü kategori olan “5 bilen”, kazanan kombinasyonun 5 rakamının doğru tahmin edildiği ancak 6’ıncı rakamın “Joker” rakamından farklı olduğu kombinasyonlardır.
Dördüncü kategori olan “4 bilen”, kazanan kombinasyonun 4 rakamının doğru tahmin edildiği kombinasyondur.Beşinci kategori olan “3 bilen”, kazanan kombinasyonun 3 rakamının doğru tahmin edildiği kombinasyonlardır.Altıncı kategori olan “2 bilen”, kazanan kombinasyonun 2 rakamının doğru tahmin edildiği kombinasyonlardır.Kuponları kendin doldurabilir, önceden oynanmış hazır bilet satın alabilir veya “Sen Seç” ile terminalden rastgele rakam seçtirebilirsin.Çılgın Sayısal Loto çekilişleri her hafta Pazartesi, Çarşamba ve Cumartesi günleri yapılır.
Çılgın Sayısal Loto çekilişlerini Milli Piyango’nun resmi YouTube Kanalı üzerinden canlı olarak izleyebilirsin.
Oynadığın her kolon sadece 3 TL’dir.
18 yaşından büyük olan herkes ÇILGIN SAYISAL LOTO oynayabilir.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, tvnet canlı yayınında gündeme dair önemli açıklamalarda bulunuyor. Erzurum’da yaşanan olaylarla ilgili konuşan Bakan Soylu “Şu anda hiç bir konuda engelleme söz konusu değil. Aksine İstanbul Mitingi başarısının üstünü örtmek ve mağduriyet yaratmak için Ekrem İmamoğlu yaptı. 21 tespit ve 16 gözaltı var şu an her iki gruptan da” dedi.
Bakan Soylu’nun açıklamalarından satır başları:
Siyasetin kuralları var. Hepimizin uyduğu kurallara uymayan var. Aynısı bugün Gaziantep’te yapılıyor. İYİ Parti lideri Meral Akşener, Gaziantep’te kendisine tahsis edilen yerin dışında yer istiyor. Seçim kurulu nereyi miting meydanı verirse orada yapmak lazım. Erzurum’daki durum şu seçilen bölge çok büyük. Onlar kendilerine kalabalık toplamaya çalışıyorlar çarşının içerisinde. O çarşının içinde başka siyasi partilerin başkanlıkları var, tartışmalar çıkabilir. Kura ile çekiliyor yerler. İBB AK Parti’nin Yenikapı’da miting yapmaması için elinden geleni yaptı. Halkla görüştük, metroların yavaş çalıştırıldığını eksik çalıştırıldığını söylediler.
Siyaset sorumluluk ister. Hangi olayın çıkıp çıkmayacağını bilmek lazım. 10 bin kişi birinin üstüne yürüse bunun sorumluluğu yine benim karşıma çıkar. Ama hala miting yapılmaması gerek alanda miting yapıp insanları tahrik ederseniz… İBB’nin başında sahtekar bir adam var. O alanda Allah korusun biri bomba getirse ben bunları düşünerek önlem almak zorundayım ama miting alanı dışında bunu yaparsalar ben bunu kontrol edebilir miyim.
“21 TESPİT VE 16 GÖZALTI VAR”
Şu anda hiç bir konuda engelleme söz konusu değil. Aksine İstanbul Mitingi başarısının üstünü örtmek ve mağduriyet yaratmak için Ekrem İmamoğlu yaptı. 21 tespit ve 16 gözaltı var şu an her iki gruptan da. Bizim orada 1000 tane polisimiz var. Polis birinci kademede olaylarda uyarı yapar ardından çevik kuvvet girer ardından kalkanlar ve TOMA’lar dahil olur. Bunların hepsi orada da görüldü. Aynı şeyi Konya’da da yapmaya çalıştılar, hır gür çıkarmaya çalışıyorlar. Benim görevim kural uygulamak. Bu yaptıklarından bir şey olmaz, olan oradaki insanlara olur.
“İLK TAŞI ATANIN DAHA ÖNCE HAKKINDAFETÖ İLE İLGİLİ İŞLEM YAPILMIŞ”
Gözaltına alınanlarla ilgili ve olayla ilgili araştırmaları yapıyoruz. Ben her zaman olayların arkasına bakarım. Bunlar önceden planlanmış da olabilir anlık çıkmış da olabilir, siyaset buna açıktır. Meselenin 365 derece her açısına bakıyoruz. Orada bir tek ilk taş atan kişi kafamızı karıştırıyor. Kendisi bir Uzman Çavuş ve daha önce hakkında FETÖ ile ilgili işlem yapılmış zannediyorum adli kontrol ile de serbest bırakılmış ama bu konu da adli tahkikat devam ediyor. Şu anda bütün irtibatların, ne yapıp ne yapmadığına bakılıyor.
İMAMOĞLU’NUN POLİS MÜDAHALE ETMEDİ İDDİASI
Yalan söylüyor. Bunun olmaması mümkün mü? Polis olayın ilk başladığı anlardan itibaren müdahale ediyor. Ama siz olayı tahrik ederseniz çıkacak sonuç da budur. Alenen tahrik ediyor ve suç işliyorlar. Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’da hiç bir itibarı yok. İmamoğlu, Yavaş ve Kılıçdaroğlu arasından müthiş bir itişme var. Parti tabanı için bir mücadele içerisindeler. İzin alıp yaptıkları mitinglerde bir sıkıntı oldu mu? Şımarıklık ve nobranlık sorumsuzluğu beraberinde getirmemeli.
İSTANBUL MİTİNGİ
Otobüslerle gelenler kadar otobüslere binemeyenler de vardı. Bu mitinge insanlar yürüyerek geldi. İBB toplu taşımayı o kadar kısmış ki insanlar miting alanına yürüyerek geldiler. Eşi benzeri görülmemiş bir miting. İnsanlar buraya sahip çıkmaya geldi. Bu mitinge elbette teşkilatlarimizn büyük katkısı var evet ama vatandaşlarımız da akın akın geldiler. Burada bir mesaj var hem içimizdekilere hem de dışarıdakilere Aslanımıza sahip çıkıyoruz dediler.
News
